16 Nisan 2013 Salı

"Alo - Şiiri Bırakma Hattı"

Cümleten SelamünAleyküm... Ben Muhyiddin...

Geçen gün kahvede oturuyoruz, her zamanki gibi pek kimse yok. Oturanlar da zaten ben ve düşüncelerim, görünürde kimse yok ama kalabalığız. Neyse, telefon çalmaya başladı birden, benim gibi yalnızlığı iş edinmiş adamlar için telefonun çalması demek can sıkıntısı demektir. Hele ekranda bilmediğiniz bir numara görünmekteyse daha telefonu açmadan başlar içinize bi sıkıntı yayılmaya. Genellikle açmam ama ne olduysa açtım. Açtım ve o metalik sesle karşılaştım;

"...Şiiri bırakma hattına hoşgeldiniz. Şiirin depresif bünyelerde -gönül kanseri-ne sebep olduğunu, okuduğunuz her şiirde vücudunuzdaki binlerce metaryalist hücrenin ölmekte olduğunu biliyor muydunuz? Lütfen şiiri bırakmada destek almak için 1'e basınız..."



Ben ve düşüncelerim korkuyla kapattık telefonu. Aslında ben kapattım, düşüncelerimse sadece telefonu kapatmayı düşünmekle kaldılar. "binlerce metaryalist hücrenin ölmekte olduğu" vücudumdan seri halde şiirler geçti sanki. Bir bardak daha çay aldım kendime.

Şiiri sevmeyen insanların hayatı da sevmedikleri yönünde katı düşüncelerim var. Ve evet, şuan için buradaki kalabalığı oluşturan düşüncelerimden birkaçı da onlar. Edebiyatın şiirle başladığını, ve edebiyatın insanlıkla birlikte varolduğunu düşünürsek eğer (ki genel kanı bu yönde), şiir insanlıkla birlikte doğmuştur demek hiç de yanlış olmaz. Şiir bize kötü şeylerin bile güzel ifade edilebileceğini gösteren, hayatı yaşanır kılan sanattır.

Peki bu şiiri sevmeyen kesimi ne yapmak lazım?

Gerçeklikle kafayı bozmuş, tek düşüncesi sürekli başarılı olmak, güçlü olmak olan bu insanlar şiir karşısındaki aciziyetlerini fark ettikleri anda şiirden korkmaya, ondan nefret etmeye başlıyorlar sanki. Realizmin doruklarında gezen ve kendinden başka hiçbir şeyi düşünmeyen o başarı budalaları, onlarca katlı plazalarda banka hesaplarına baktıkça mest olurken, sokaklarda "şiir" olarak yaşayanları anlayamamakta haklılar. Gelgelelim dostlarım, bu dünya onların dünyası olmaya devam edecek.

Biz çay içelim...

Ve hatta yeri gelmişken, "şiir"in insanı öldürdüğünü söyleyen Cemal Abi'den ve Edip Abi'den bahsedelim iki satır;

"...Yeşil ipek gömleğinin yakası,
büyük zamana düşer.

Her şeyin fazlası zararlıdır ya,
Fazla şiirden öldü Edip Cansever..." 
(Cemal Süreya)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder