Ah Muhsin Ünlü
(Onur Ünlü)
Artık herkesin bildiği adamlardan "Ah Muhsin Ünlü", birkaç yıl öncesine kadar az sayıda şiir kitabını edinen az sayıda insanın canhıraş bir şekilde takip ettiği, yazdığı şiirlerde "çektiğim filmler tutmaz" diyen, Allah'ını Peygamber'ini bilen adam. "Leyla ile Mecnun" dizisinin yönetmen koltuğunda Türk televizyon tarihinin en sevilen absürd sahnelerini çekince insanlar onu tanımaya başladı ve ben de tam bir ergen tavrı sergileyerek onun böyle büyük kitleler tarafından tanınmasını ufaktan kıskanmaya başladım. Korktuğum da oldu, nazar değdi Onur Abi'ye, hastalandı, üzüldük, iyileşti...
Aslında bilen insana Ah Muhsin Ünlü anlatılmaz, şiirini okuyan adam merak eder onun kafasının nasıl işlediğini, şiirlerini neden böyle bi isimle yayınladığını merak eder, ne anlattığını merak eder ve araştırır. Kendisiyle yapılan bir röportajda da şairliğine ilgili her şeyi dökmüştür zaten ortaya. (fark etmeyenler için ilgili röportajı linkledik, tıklayınız)
Aslında anlamlar yüklemek zor Ah Muhsin Ünlü şiirlerine, çünkü ne anlatmak istediği göz önünde öyle ustaca gizlenmiştir ki, bulmanız, bulduğunuzu fark etmeniz zor olur. Bazen de direk söyler anlatmak istediğini, bu defa da inanmaya çekinirsiniz. Tüm bunlara rağmen şiirlerini okumak başka bir dünyanın kapısını açar insana. Son zamanlarda sanal alemde yazdığı yazıların/satırların altına Ah Muhsin Ünlü yazarak tiraj yapmaya çalışanlar yüzünden şüpheyle yaklaşır olduk okuduklarımıza. Popüler olmanın eksilerinden biri de bu olsa gerek...
Bana, kapının önünde duran birkaç ayakkabıya "seni seviyorum" anlamını yüklemeyi öğreten Ah Muhsin Ünlü şiiridir. Karma eğitim için cumhuriyete teşekkür etmem gerektiğini yine o farkettirmiştir bana. Ve bunun gibi daha nice şey... İşte bu yüzden kendimi borçlu hissediyorum Onur Abi'ye karşı. En azından çay ısmarlayarak ödeyebileceğimi düşünüyorum bu borcumu. Bir yandan da korkuyorum, biraz sinirli adam, masada bi eksik görür, bilmeden bir hata yaparım falan diye. Sadece oturup çay içilecek adamlardan değil, hışmından korkulacak adamlardan biri o. Belki birkaç yıl önce bir yerlerde karşılaşabilseydim kendisiyle hiç çekinmeden çay içmeyi teklif edebilirdim ama şimdi bu kadar popüler olmuşken ona ulaşmak zor olsa gerek. Ah Muhsin Ünlü'ye yeterince çay ısmarlayıp borcumdan düşene kadar şiirleri eşlik edecek gibi görünüyor çayıma...
Hatırlat da Haziranın Sonlarında Çocukluğumu Yakalım
Sen beni öpersen belki de ben Fransız olurum
Şehre inerim bir sinema yağmura çalar
Otomobil icad olunur, Zarifoğlu ölür
Dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.
-Senegalliler dahil değil
Sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır
Çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
O vakit bir sufiyi tül darplarla gebertebilirsin
Hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin.
-Yoksa seni rahatsız mı ettim?
Sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
Ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
Elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
Elbette gayet rasyoneldir attan atlamak
-Freud diye bir şey yoktur.
Sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
Belki de şair olurum, seni de aldırırım yanıma
Bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
Yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.
-Haydi iç de çay koyayım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder