- Bir insanın üşüyen ellerini ısıtması için birkaç değişik yol vardır...
- Bir insanın üşüyen içini ısıtması için sadece tek bir yol vardır...
- Belki yaz mevsiminin gelmesi herkese çare olur, kim bilir? Ben bilmem, benim bildiğim tek şey bu kış için yaptığım planları tamamlayamadan yeniden mevsimin değişeceği...
- Geçen yaz için yaptığım planları da tamamlayamadan kış gelmişti zaten. Böyle böyle ömür geçecek diye tahmin ediyorum, hayırlısı...
- Ananem için işler kolay, yaz gelince çiçekleri dışarıya, kış gelince içeriye alıyor. Mevsimsel değişiklikle ilgili planları bu kadar basit...
- Belki mutluluk da bütün bu basitlikle alakalıdır. Ya da beklentisiz olmakla...
- Bazen kendimi güvenlik kameralarına çok yakın hissediyorum. Gözümün önünde onlarca olay oluyor, bense sadece izliyor ve kaydediyorum. Yeni kayıtlar oluştukça geçmişte olup bitenleri siliyorum/unutuyorum...
- Bazense kendimi bir muz kabuğu gibi hissediyorum, biri benim üzerime basacak ve düşecek diye bekliyorum ama en sonunda duyarlı biri beni kaldırıp çöpe atıyor, hem yolunda ilerleyenlerin ayağına bağ olmuyorum hem de ortalık benim gibi bir pislikten kurtulmuş oluyor...
- Ama en çok kaldırım...
- Kaldırımlar bir şehrin özeti gibidir. Kalabalık kaldırımlar, tenha kaldırımlar, yüksek kaldırımlar, kirli kaldırımlar, bozuk kaldırımlar, üzerine araba parkedilen kaldırımlar, üzürende insanlar uyuyan kaldırımlar...
- Tabi bir de "in cin uykuda/yalnız iki yoldaş uyanık;/biri benim, biri de serseri kaldırımlar" (nfk)...
- Mutlu evliliğin sırrı; kuru fasulyeye zam gelince nohut ile idare edin...
- "göğsüne dayayınca kulağımı, toprakta çatlayan tohumlar gibi aşka açılıyor kalbin" dedim, o kadar güzel gülüyordu ki, yaz geldi zannettim...
- Son olarak, olmuyorsa olmuyordur...
- Bazen kendimi güvenlik kameralarına çok yakın hissediyorum. Gözümün önünde onlarca olay oluyor, bense sadece izliyor ve kaydediyorum. Yeni kayıtlar oluştukça geçmişte olup bitenleri siliyorum/unutuyorum...
- Bazense kendimi bir muz kabuğu gibi hissediyorum, biri benim üzerime basacak ve düşecek diye bekliyorum ama en sonunda duyarlı biri beni kaldırıp çöpe atıyor, hem yolunda ilerleyenlerin ayağına bağ olmuyorum hem de ortalık benim gibi bir pislikten kurtulmuş oluyor...
- Ama en çok kaldırım...
- Kaldırımlar bir şehrin özeti gibidir. Kalabalık kaldırımlar, tenha kaldırımlar, yüksek kaldırımlar, kirli kaldırımlar, bozuk kaldırımlar, üzerine araba parkedilen kaldırımlar, üzürende insanlar uyuyan kaldırımlar...
- Tabi bir de "in cin uykuda/yalnız iki yoldaş uyanık;/biri benim, biri de serseri kaldırımlar" (nfk)...
- Mutlu evliliğin sırrı; kuru fasulyeye zam gelince nohut ile idare edin...
- "göğsüne dayayınca kulağımı, toprakta çatlayan tohumlar gibi aşka açılıyor kalbin" dedim, o kadar güzel gülüyordu ki, yaz geldi zannettim...
- Son olarak, olmuyorsa olmuyordur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder