
Eylem ekini kaldırsan bir şart eki kalıyor sadece.
Özlemek fazlaca güzel bir şey, bir o kadar da acı işte...
Özünde bir şeyler var tabi. Şöyle söylersek:
Öz: Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, yani insanın kendi bulunduğu hal olarak tabir edebiliriz diye düşünüyorum. Benlik sevdası biraz, biraz şeftali suyu..
Özle: Bir şart koşuyor sana burada sevgili, bak diyor:" Seviyorsan özlersin " arkadaş... (Nokta) Güzel bir insan bunu diyorsa sana seviyordurun dibidir. Seviyordurun dibide ayrı tabi... Özle beni...
Özlemek: İşin içine bir de mastar eki giriyor ki, sahipleniyor seni, eyleme dönüştürüyor böyle... Karşındakini yanına çekiyor, hayal görmeni sağlıyor ve mütemadiyen acıyor insanın içi, neden mi ? İnsan derinden severse böyle, çok özler, özlerse yapacak bir şeyi yoksa eğer, kalbi, bırak beni gideceğim der... O yüzden içi derin acır işte... Çok özledim...
İnsan dediğin gözü görmez özler, kulağı duymaz özler, eli eline değmez özler, insan hep sevdiğini daha fazla özler... İnsan hayatta en çok insanı özler... Özledim sadece bu...
Bi de unutmadan şöyle bir şey de var ki, daha ne desem boş, ne desem havada kalır;
"...Özlemek, ölmekten sadece iki harf fazla be çocuk..." Cemal Süreya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder