28 Ocak 2014 Salı

Yüksekten Atmalar -19-

- İki gündür bir boşluğun ortasında yaşıyoruz. Sis öyle bir çöktü ki şehre, ne manzara var ne menzil, boşluğun içindeyiz...

- İçimizdeki boşluklara gelince, hayat bizde boşluk bırakmayacak şekilde akıp gidiyor. Kimimiz güzelliklerle doluyor, kimimiz kötülüklerle, kimisi ise halen daha inadına bomboş...

- Şimdi böyle yazınca insanın aklına içi pamukla doldurulmuş oyuncaklar geliyor. Hani bakarsın dışarıdan dolu dolu görünür ama eline aldığın anda söner havası, çok yumuşaktır, yer kaplamaz...

- Çok zarif insanlar da aynı şekilde işte. Bakıyorsun kocaman adam/kadın. Ama öyle yumuşak ki, bir şey olduğu vakit eriyor/bitiyor...

- Sert olmanın da bir sürü eksi yanı var ama kuralına göre oynamak gerekiyorsa bu hayatta, biraz sert olmak lazım. Çok sert olanların en kolay kırıldığını da unutmamalı...

- Bütün bunların haricinde, yürürken 12 taksitle aldığım monta bürünüp halen daha neden üşüdüğümü sorgularken aklıma açlıktan karınları şişmiş, kıyafetleri yırtık, yarı çıplak savaş çocukları geldi, içim yandı...

- Ve galiba bizim hepimizin içi yanmış, bitmişiz ama farkında değiliz. Televizyon ekranlarında gördüğümüz her dram için üzülüyoruz, kötü olanlara lanetler yağdırıyoruz ama o kadar, başka bi şey yapmıyoruz...

- Dünyanın çok daha güzel olmasını isiyoruz sadece, dünyayı daha güzel hale getirmek için çalışacak vaktimiz/gücümüz/hevesimiz yok...

- Herkesin kendi kapısının önünü süpürmesi halinde tertemiz bir dünyaya ulaşacağımız inancını apartman aidatlarını yatırırken kaybettik. Kapıcı Veysel Efendi tek başına dünyayı tertemiz bir hale getirmeye çalışıyor şimdilerde...

- İki gündür gökyüzünde bir sıkıntı var. Sanki yağsa rahatlayacak ama yağamıyor gibi, kimden utanıyorsa artık...

- İnsanlıktan utanan bir gökyüzü düşünün...

- Çocukların üzerine yağmur olup yağacağı yerde, varil bombası olup yağmaya zorlanan bir gökyüzü...

- Ve galiba bizim hepimizin içi yanmış, gökkuşaklarıyla sarılı olması gereken göğün izli mermilerle aydınlandığını göre göre çürümüşüz...

- Ve ne yazık ki ben bütün bunları kalorifer peteğinin yanı başında yazıyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder