- Selam olsun ahali...
- Hani bi sohbetin orta yerinde aklına bir şey gelir, uzaklara dalarsın, kendine geldiğinde bir bakarsın sohbet almış başını gitmiş de nerelere nerelere gelmiş, şaşırırsın ya hani, bana da öyle oldu...
- Bu kadar zaman hangi ara geçti?..
- Galiba yaşlanmayla ilgili bu. Prof.Dr.Üstün Dökmen bir keresinde zamanla ilgili bir şeyler anlatırken "60 yaşında birisi için bir yıl, ömrünün altmışta biridir. 18 yaşında birisi için ise bir yıl onsekizde bir. O yüzden yaşlılar zamanın çabuk geçtiğinden dert yanarken gençler ise vakit geçirememekten şikayetçi."
- Aslında bu yaşlanmakla da ilgili değil ama bi süre sonra her şey aynı geliyor insana. Mevsimin değişikliğiyle ilgili duygu değişimlerinden ziyade doğalgaz faturasını düşünmeye başlayınca insan büyümüş gibi hissediyor kendini...
- Bütün o dertlerinden sıyrılmış abiler hep "çocuğu olan bir çocuk olun", "içinizdeki çocuğu öldürmeyin" diye zırvalarken biz orta sonda sakalımız erken çıksın diye traş olmaya başlamıştık...
- Aslında büyüdükçe dertlerinde büyüdüğü aynı dünyada yaşamaktan başka çaresi olmuyor insanın...
- Çok karamsar bir yazı oldu farkındayım, bunun sebebini de biliyorum aslında, bugün kredi kartının hesap kesim tarihi de ondan...
- Şaka bir yana insan her doğum gününde dünya görüşüyle ilgili bir şeyler karalamalı bir deftere. Her sene kendisinde gerçekleşen değişime bakıp "ben hiçbir zaman -şu/bu- olmayacağım" dememeyi öğrenmeli...
- Hem ne olduğunun ne olacağının ne önemi var, insan biraz toprak, biraz kan pıhtısı, biraz öğütülmüş yemek, biraz sindirilmiş besin, biraz borç batağı, biraz iskelet, biraz yağ tabakası, biraz umut kaynağı, biraz aşk kuyusu, biraz laf salatası, biraz Neşet Ertaş türküsü, biraz baba, biraz anne, biraz çocuk, biraz evliya, biraz günahkar, biraz oyun hamuru, biraz fatura, biraz kağıt, biraz kalem, biraz bugün ama en çokca yarındır zaten...
- Kaldırım taşı döşeyen işçilerden iyi birer sanatçı çıkabilir çünkü onlar büyük resmi görmek için küçük parçaları birleştirme konusunda uzmanlar...
- Çok küçükken kısa bir süre de olsa kepçe kullanmıştım, aslında çok kullanmak da sayılmaz, kepçe operatörünün hareket ettir dediği kolu hareket ettirmiştim sadece. Ama kepçenin hızını ayarlayan kolun üzerinde kaplumbağa ve tavşan şekillerini görünce kepçeyi çocuklar da kullanabilsin istediklerini düşünmüştüm...
- Evrensel gerçekleri yıkmak için dünyanın herhangi bir köşesinde bütün gün tembellik yapan bir tavşanla, hergün engelli koşu antrenmanı yapan bir kaplumbağa düşünsenize... İşte size anarşizm...
- Geçenlerde bir kitapçı tezgahında vakit geçirirken hem kitapçıya yardım olsun diye hem de goy goy olsun diye biraz tezgahtarlık yaptım. Birkaç kişiye kitap önerdim. Birkaç kişinin pazarlığına yardım edip indirim almasını sağladım. Bolca güldüm falan. Artık özgeçmişime "kitapçılık"ı da ekleyebilirim...
- En sinir olduğum şeylerden biri de özgeçmişlerde yer alan "hobileriniz" kısmı, eliride bir gün oraya -işten kaytarmak- yazabilen bi baba yiğit çıkar mı bilmem...
- En sinir olduğum başka şeylerden biri de ne kadar çok şeye sinir olduğumu farketmem...
- Ama bazı şeyler böyledir sebepsizce itici gelir insana. Bazı insanlar da böyledir, bunun hakkında bir şeyler yazmışımdır kesin ama tekrardan zarar gelmez, tanısam çok seveceğim onlarca insanı tanıma zahmetine katlanamadığım için itici buluyorum...
- Yapılan dedikodular yüzünden aynı whatsapp grup üyelirini cehennemde aynı kazana atarlarsa millet orda da neler neler kaynatır...
- Bu kadar laf ettik de daha bir kez olsun şiir demedik ya büyük ayıp...
- Bütün "özleyen"ler için gelsin o zaman;
İnsanlar, yorgun insanlar,
Büyümeyin, büyümeyin...
İnsan, gittikçe daralan dünyasında neden mutsuz?
Herkes artık gereğinden fazla büyüyor da, onun için mi? (A.C.Z.)
- Son olarak epeydir yazmamış olmanın vermiş olduğu eklem ağrısı yüzünden bölük pörçük, dönüp okuduğum zaman sevmediğim bir yazı oldu ama olsun, ben de her insan gibi bazen sevmeye sevmeye bir şeyler yaparım...
- Biri çıkıp "neyi severek yaptın" dese hem biraz artistlik olsun diye hem de gerçeklik payı fazla diye gururla "ben en çok sevmeyi sevdim" derim...
- Bir daha ne zaman gelir yazarım bilmem ama o zamana kadar hoş'ça kalın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder